Kesilen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kesilen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Kasım 2017 Cumartesi

Enam s. 121. Ayeti: Üzerine Allah'ın Adı Anılmadan Kesilen Hayvan Haram mıdır?

Kur'an'da bulunan bazı hükümlerin bugün bizim için ne ifade etmiş olabileceğinin bilinmesi, öncelikle o hükümlerin ilk muhataplar için ne ifade ettiğinin bilinmesi ile yakından alakası bulunmaktadır. Bir hükmün ilk muhataplara ne dediği anlaşılmadan, bize dair ne söylemiş olabileceğini anlamak güçleşecek, bizi zora sokan hükümlerle kendimizi bağlayarak, aynı zamanda gereksiz dini hükümlerin üretilmesine sebebiyet verilmiş olacaktır. 

Bu duruma, üzerine Allah'ın adının anılmadığı hayvanların yenilmesinin Haram, olduğu düşüncesini örnek olarak verebiliriz. Bugün dahi bazı Müslümanlar, yedikleri etin kimin tarafından kesildiğine özellikle dikkat etmekte, kasapların müşrik olup olmadığı noktasında dikkat göstermekte, kesilen hayvanların üzerine Allah'ın adının anılıp anılmamış olması üzerinde titizlikle durmaktadırlar.

[006.118] Üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yeyin, şayet O'nun ayetlerine inananlardan iseniz.

[006.119] Size ne oluyor ki, Allah size darda kalmanızın dışında, haram olanları genişçe anlatmışken adının üzerine anıldığı şeyden yemiyorsunuz? Doğrusu çoğunluk, heva ve heveslerine uyarak, bilmeden sapıtıyorlar. Aşırı gidenleri en iyi bilen Rabbindir.

[006.121] Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu; bir fısktır. Doğrusu, şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına telkinde bulunurlar. Şayet onlara itaat ederseniz; şüphesiz ki siz de müşrikler olursunuz.

[006.138]  Onlar kendi zanlarınca; bu davarlar, bu ekinler haramdır, onları diledimizden başkası yiyemez. Bir takım hayvanların sırtları haramdır, dediler. Bir kısım hayvanların üzerine de O'na karşı iftira ederek; Allah'ın adını anmazlar. Allah; yapmakta oldukları iftiraları yüzünden onları cezalandıracaktır.

[005.004] Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar, de ki: Size temiz olanlar helal kılındı; Allah'ın size öğrettiği üzere alıştırıp yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan sakının, doğrusu Allah hesabı çabuk görür.

Enam s. 118-119-121. ayetlerine baktığımızda, o ayetlerde üzerine Allah'ın adı anılmamış olan hayvanların yenilmemesinin emredildiğini görmekteyiz. Bu emir bugün bir çok kimse tarafından, üzerine besmele çekilmemiş olan hayvanlarının etlerinin yenilmemesi gerektiği şeklinde anlaşılmaktadır. Konuyu sadece bu ayetler üzerinden anlamaya çalıştığımızda, bu düşünce içinde olmanın yanlış olmadığı görülebilir, fakat bu konudaki diğer ayetleri de okuduğumuz zaman, asıl meselenin besmele çekip çekmemekte değil, kesilen bir hayvanın üzerine Allah'ın dışındaki başka isimlerin anılmasında olduğu görülecektir. 

[022.028]  Ta ki kendileri için faydalara şahid olsunlar ve Allah'ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de bunlardan yeyin. Çaresiz kalmış yoksulu da doyurun.

[022.034]  Biz; her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık ki Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine O'nun adını ansınlar. Sizin tanrınız, bir tek tanrıdır. O'na teslim olun. Sen mütevazı olanları müjdele.

[022.036] Kurbanlık deve ve sığırları Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Ön ayaklarının biri bağlı halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere yaslandığı vakit de onlardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Böylece onları sizin buyruğunuza verdik ki, şükredesiniz.

Hac s. 28-34-36. ayetlerinde, hayvan kesiminin Hac ibadeti ile alakalı olduğunu görmekteyiz. İbadet kastı ile yapılan bir kesimin kime ibadet edildiğini göstermek için yapıldığını dikkate aldığımızda, Allah'a ibadet kastı ile yapılan bir hayvan kesiminde Allah'ın adının anılması gereği ortadadır. 

[006.145] De ki: «Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum; fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir.» Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder.

[016.115] Allah size ancak leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkasının adına kesilenleri haram etmiştir. Darda kalan, aşırı gitmemek ve başkasının hakkına el uzatmamak şartiyle bunun dışındadır. Allah şüphesiz bağışlar, merhamet eder.

[002.173] Allah size ancak ölüyü (leşi), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı. Her kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına saldırmadan ve haddi aşmadan bir miktar yemesinde günah yoktur. Şüphe yok ki Allah çokça bağışlayan çokça esirgeyendir

[005.003] Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb. ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyle kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim. Kim, gönülden günaha yönelmiş olmamak üzere açlık halinde dara düşerse (haram etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

Yukarıda ayetler içinde geçen Allah'tan başkası adına kesilen hayvanların haram olduğunun beyan edilmiş olması, daha önceki ayetlerde geçen, Allah'ın adının anılması meselesini açığa kavuşturmaktadır.

Konunun öncelikle ilk muhataplar nezdindeki durumu, kesilen hayvanın üzerine sadece Allah'ın adının anılmaması değil, kesilen bir hayvanın üzerine Allah dışındaki başka isimlerin anılıyor olmasıdır. Allah (c.c) nin kesilen bir hayvanın üzerine kendi adının anılmasını istemesinden kasıt, daha önce Mekke'li müşriklerin kestikleri hayvanların üzerine Allah dışında başka isimler anmak sureti ile, Allah'ın adını anmamış olmalarıdır. 

Bu nokta kavranıldığı zaman, bugün yediğimiz etlerin üzerine Allah'ın adının anılması gibi bir şartın gerekmediği de anlaşılacaktır. Bugün kasap veya marketlerden alınan etlerin haram olmasını gerektirecek olan tek durum, bu etler kesilirken üzerlerine Allah (c.c) dışındaki isimlerin anılıyor olmasıdır. Yapılan kesimlerde Allah adının anılmamış olması, etin haram olmasını gerektirecek bir durum değildir. 

Biz şayet market veya kasaptan aldığımız bir etin, kesilirken üzerine Allah dışında başka bir ismin anıldığını kesin ve net olarak biliyor isek, bu etin yenilmesi işte o zaman haram olur, aksi takdirde böyle bir bilgiye sahip değilsek, etin yenilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.

Yine hayvan kesimi ile alakalı olarak, bazı kimselerin hayvan kesen kasapların itikadi durumları hakkında yani Müslüman mı yoksa Müşrik mi olup olmadıkları konusunda bilgi sahibi olmadıkları için, rastgele yerden et almamaları, kendileri tarafından kesilen hayvanları yemeleri konusuna da değinmek istiyoruz.

Bir etin haram olmasını gerektirecek olan durum, o eti kesenin kimliği ile alakalı bir durum değildir. Bir kimse eğer Müslüman olmasa dahi kestiği hayvanın üzerine herhangi bir isim anmadan kesmiş ise, bu hayvanın eti helaldir ve yenilmesinde hiçbir sakınca yoktur. 

[005.005] Bugün size temiz ve iyi şeyler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (yahudi, hıristiyan vb. nin) yiyeceği size helâldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helâldir. Kim (İslâmî hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.

Ehli kitabın yiyeceklerinin bize helal olan kısmı, onların yaptığı yemeklerin sadece zeytinyağlı olanlarının helal olması anlamına gelmez. Kestikleri hayvanlar üzerine Allah'ın adı dışında adlar anmamış oldukları takdirde, Allah'ın adını anmamış olsalar dahi, onların kestiklerinin yenmesinde hiçbir mahzur yoktur.  


Sonuç olarak; Kesilen hayvanın üzerine Allah'ın adının anılmasının emredilmesi meselesinin arka planında, Mekke'li müşriklerin kestikleri hayvanların üzerine Allah (c.c) nin dışında başka isimler anmasında yatmaktadır. Bu arka plan hesaba katılmadan ortaya atılan, kesilen hayvan üzerine Allah adının anılmasının Farz olduğu şeklindeki hüküm, geçmişte yaşamış olan bazı fıkıhçılar tarafından dahi kabul görmemiştir. 

Bugün Müslümanlardan bir kesimi kasap veya marketten aldıkları etin üzerine Allah adının anılıp anılmadığı konusunda bir takım tereddütler gösterip, kendilerini sıkıntıya sokmaktadırlar. Böyle bir sıkıntı şayet, Kur'an'ın bu konudaki emrinin hangi sebepten ötürü olduğu kavranıldığında ortadan kalkacaktır.

Bugün market ve kasaplardan alınan etlerin yenilmesinde dini açıdan herhangi bir sakınca olmayıp gönül rahatlığı ile yenilebilir. 

                                            EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.

1 Haziran 2016 Çarşamba

Kesilen İneğin Bir Parçası İle Ölüler Nasıl Dirilir ?

Bakara s. 67. ve 74. ayetleri arasında bizlere , "Bakara kıssası" adı ile bildiğimiz bir kıssa anlatılmaktadır. Bu kıssada , Allah (c.c) nin Musa (a.s) ın kavmine bir sığır kesmelerini emretmesi ve onların bu emri defalarca yokuşa sürmeleri , ve neticede sığırı kesmeleri anlatılmaktadır. İsrailoğullarının sığırı kesmeleri sonucunda surenin 73. ayetindeki "İşte böylece Allah ölüleri diriltir " ifadesinin, kıssanın ana temasını oluşturduğu düşüncesinden hareketle , kıssanın sonuç ifadesi olan bu cümlenin , kıssa içindeki anlatımı dahilinde ,bizler için ne anlama gelebileceğini okumaya çalışacağız.

İsrailoğullarından kesilmesi istenilen sığırın bir parçası ile ölüye vurulması neticesinde , ölünün dirilmesini mesaj içerikli okumak gerektiğini düşünmekteyiz. Kıssayı sadece literal bir anlamda okuduğumuz zaman , mesele bir et parçası ile ölü bir insanın dirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında dönüp dolaşacak ve içinden çıkılmaz tartışmalara kapı açacaktır. 

Kıssa içinde geçen kesilen ineğin bir parçası ile ölünün dirilmiş olmasının gerçekte olup olmadığını tartışmak ,bu yazının konusu değildir bu tartışmaya gerek te yoktur. Ancak, Kur'anın kıssaların yaşanmışlığı üzerinden vermek istediği mesajın evrensel olduğu düşüncesinden yola çıkarak , yaşanmışlık zaman ve mekan dahilindeki anlatımı ret etmeden ve orada takılı kalmadan , o anlatım üzerinden verilmek istenilen mesajı okumaya çalışmak , kıssaların bize dönük mesajlarını okumayı kolaylaştıracaktır. 

Kur'an kıssalarındaki ana mesajın Allah (c.c) nin yasalarında, yani Sünnetullah'ta değişme olmayacağının anlatılması olduğuna göre, kıssalarda yaşanan olaylar bir kereliğine mahsus yaşanmış bitmiş olaylar olarak anlaşılmamalıdır. Konuyu Bakara kıssası çerçevesinde değerlendirdiğimiz zaman , ölülerin dirilmesi sadece yaşanmışlığı zamanına has bir olay olarak değil , her zamana has bir olay olarak okunması ve anlaşılması gerektiğini düşünmekteyiz. 

Yazının konusu, Kur'anın diğer ayetlerinde geçen "Ölü-Diri" kavramlarının, mecazi anlamda kullanılışları ile kıssada anlatılan dirilmenin alakasını kurmaya çalışmak olacaktır. Bu tür bir alaka kurma , kıssayı sadece yaşanmışlığında kalmaktan çıkararak , mesaj içerikli bir okumaya dönüştürerek , Allah (c.c) nin sünnetinde bir değişme olmadığını gösterecektir.

Kur'an kıssalarında önemli olan nokta , sadece o kıssanın yaşanmışlığı değil , yaşanmışlığı üzerinden verilmek istenilen mesajdır. Kıssa içinde anlatılan kişi ve objeleri, sadece o zamana ve mekana has, kişi ve objeler olarak değil , onların temsil ettikleri anlamları dikkate alarak okumaya çalıştığımızda , kıssalar masal olmaktan çıkarak , yaşanan zamana dair mesajları olan anlatımlara dönüşecektir.

Kıssada anlatılan sığır'ın , sadece etinden , sütünden , derisinden faydalanılan bir hayvan olmasından ziyade , yine İsrailoğulları ile ilgili anlatımlarda karşımıza çıkan buzağı heykeli ve bunu yapan Samiri ile alakasının kurulması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu noktayı dikkate aldığımızda , İsrailoğullarından kesilmesi istenilen sığır'ın anlamı daha kolay anlaşılacaktır.

40 günlüğüne Tur dağına çıkan Musa (a.s) ın ardından , İsrailoğullarına buzağı dan bir heykel yapan Samiri ve yandaşları ,yaptığı heykeli kavmine, "İşte sizin de, Musa'nın da ilâhı budur, ama o unuttu" diyerek tanıtmaktadır.

Buzağının, geldikleri Mısır'da  ilah olarak kabul edilen bir ve tapınılan bir varlık olduğunu düşündüğümüzde , buzağı veya boğa gücü temsil eden , Allah (c.c) nin dışında ilah olarak kabul edilen evrensel bir şirk objesi olarak bugün dahi varlığını korumaktadır. 

Bakara kıssasını okumadan önce , Samirinin yapmış olduğu buzağıyı ve bu heykelin İsrailoğullarının hayatındaki yerini öğrendiğimizde , Allah (c.c) nin İsrailoğullarına bir sığır boğazlama emri sadece onlarla ilgili bir emir değil , Allah (c.c) dışında kulluk edilen her şeyin boğazlanması gerektiğine dair bir emir olarak evrensel bir anlama kavuşacaktır. 

Allah (c.c) nin İsrailoğullarından boğazlanmasını istediği "Bakara" , artık sadece etinden , sütünden , derisinden yararlanılan bir hayvan olmaktan ziyade evrensel ve sembolik bir anlama kavuşarak , Allah (c.c) nin hükümranlık alanını ihlal ederek , ilahlığa ve rablığa soyunan her kişi , kurum , kuruluş , fikir , ideoloji v.s nin boğazlanarak yok edilmesi anlamına gelecektir.

"Bakara" ismi üzerinden temsil edilen , Allah (c.c) dışında ilah ve rablığa soyunan her kim ve ne olursa olursa olsun, boğazlandığında yani ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE , "Ölü" bir halde olan kişi DİRİLECEK ve , Allah (c.c) nin ölüleri mecazi anlamda nasıl dirilttiği de ortaya çıkacaktır. 

Kıssaya dönecek olursak , kıssa içinde adı geçen Bakara , Allah (c.c) nin elçisi Musa (a.s) aracılığı ile bildirmiş olduğu emrin neticesinde kesilmiş , yani netice olarak Allah (c.c) nin emri yerine getirilmiştir. Bu emrin yerine gelmesi neticesinde ise, Musa (a.s) ın kavmi kendilerini Allah (c.c) ye kulluktan alıkoyan ve "İnek sevgisi" olarak temsil edilen engeli ortadan kaldırarak vahye teslim olmuşlar, ve ölü halden diri hale geçmişlerdir. 

Bu olay , kendisini vahye teslim etmeyerek "Ölü" duruma düşenlerin, ne şekilde "Diri" konumuna geçeceklerini anlatmaktadır. Kıssanın ana teması , gerçek bir ölünün üzerine et parçasının vurulması neticesinde dirilip bazı şeyleri haber vermesi değildir. 

[035.022]  Dirilerle ölüler de bir değildir. Doğrusu Allah, dilediği kimseye işittirir. Sen, kabirlerde olanlara işittiremezsin.
[027.080]  Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

Kur'an bir insanda ortaya çıkan "Ölü" olma halini, sadece hakiki anlamda onun hayati canlılığının sona ermesi olarak değil , mecazi anlamda da kullanarak , vahye karşı duyarsız olma hali olarak ta anlatmaktadır.

Bu bağlamda , Allah (c.c) nin ölüden diriyi çıkardığını beyan eden ayetler de anlamını bulacaktır. 

[030.019] O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır; yeryüzünü ölümünden sonra O canlandırır. Ey insanlar! İşte siz de böylece diriltileceksiniz.

Allah (c.c) nin ölüden diriyi , diriden ölüyü çıkardığını beyan eden ayetler için tefsirlerde farklı yorumlar bulunmaktadır. Bu ayetlerin konumuz ile alakalı olarak yorumunu yapmaya çalıştığımızda , vahyin hayata pratize edildiğinde , ölülerin dirileceği , hayata prtize edilmediğinde ise , dirilerin öleceği şeklinde bir yorum getirmek mümkündür.

[002.072]  Siz bir kimseyi öldürmüş ve bunu birbirinize atmıştınız; oysa Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır. (muhricun).
[009.064]  Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin müminlere indirilmesinden çekinirler. De ki: Siz alay edin! Allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır (muhricun).

Kıssanın anlatıldığı 72. ayet içindeki "Muhricun" kelimesinin , Tevbe s. 64. ayetinde de kullanılmış olduğunu görmekteyiz. Bu ayette , Allah (c.c) münafıkların kalplerinde gizlediklerini, indireceği bir sure ile haber vererek kalplerindeki nifağı ortaya çıkaracağını beyan etmektedir.

Kesilen ineğin bir parçası artık , sadece yenilecek bir et parçası olmaktan çıkarak, doğruyu yanlıştan ayıran vahyi temsil etmektedir. Vahiy nasıl insanların gizlemekte olduklarını açığa çıkaran bir işlev görüyor ise , kesilen parça da aynı işlevi görmektedir.


[002.073] «Onun bir parçasıyla ona vurun» dedik. İşte böylece Allah ölüleri diriltir ve aklınızı kullanasınız diye size ayetlerini gösterir.

Bütün bunlardan sonra , Bakara s. 73. ayetinde haber verilen olayın sadece literal bir okuma yöntemi ile okunmayacak ve o literalliğe hapsedilmeyecek kadar geniş bir anlama sahip olduğu anlaşılacaktır. Kur'an "Ölü" ve "Diri" kavramlarını sadece bedenen yaşayan ve yaşamayanlar için değil , mecazi anlam çerçevesinde de kullanarak , vahyi kendisine rehber edinmemiş olanları "Ölü" , vahyi kendisini rehber edinmiş olanlar ise "Diri" olarak tasvir etmektedir.

[002.074] Sonra kalbleriniz yine katılaştı, taş gibi, hatta daha da katı oldu. Nitekim taşlar arasında kendisinden ırmaklar fışkıran vardır; yarılıp su çıkan vardır; Allah korkusundan yuvarlananlar vardır. Allah yaptıklarınızı bilmez değildir.

Bu ayet ise , vahyin insan hayatında yaptığı değişimi görmezden gelenlerin düştükleri durumu tasvir etmektedir.

Sonuç olarak ; Bakara kıssası , eski tefsirlerde sadece ölünün dirilmesi mucizesi çerçevesinde okunmaya çalışılarak , öldürülenin kim olduğu , neden öldürüldüğü , dirilince neler dediği gibi , bizlere mesaj yönü olmayan yorumlar çerçevesinde okunmaya çalışılmıştır. 

Biz ise olayın mesaj yönünü okumaya çalışarak , yaşanmışlığı içinde anlatılan olayın, "Sünnetullah" denilen yasaların devamlılığı esasına dayalı olarak , her zaman yaşanacak bir olay olması üzerine bir düşünce bina etmeye gayret ettik. 

Yaşanmışlığı içine hapsedilerek yapılan bir kıssa okuması , bizlere dönük herhangi bir mesaj ihtiva edip etmediği noktasında tefekküre kapı açmadığı için , biz olayın yaşanmışlığının anlatılması üzerinden , Kur'an bütünlüğüne dikkat etmeye çalışarak , bize dönük mesajını okumaya çalıştık. 

Bakara kıssası içinde anlatılan ölünün dirilmesi olayı , "Bakara" adı ile temsil edilen şeyin, kişiyi Allah (c.c) ye kulluk etmenin önündeki engel olanların tümünün sembolik adı şeklinde okuduğumuzda bu engellerin insanları "Ölü" konumuna düşürdüğü , bu engellerin kaldırılması sonucunda ise ölü konumundan "Dir" konumuna geçildiği haber verilmektedir. 

Vahyin hayatımızın her anında karşılaştığımız sorunlara çözüm getirici yönünün vurgulanmaya çalışıldığı bu kıssada , vahyin her şeyin değerinin , kalitesinin , doğruluğunun ve yanlışlığının ölçüleceği bir mihenk taşı olduğu vurgusu da yapılmaktadır.

                                 EN DOĞRUSUNU ALLAH (C.C) BİLİR.

3 Eylül 2013 Salı

Kesilen Hayvanın Üzerine Allah'ın Adının Anılması Meselesi

Yurt dışında olan bazı kardeşlerimiz, orada kesilen hayvanların üzerine besmele çekilmediği gerekçesi ile yemediklerini veya kendilerinin kesim yaptıklarını söyleyerek, bu konuda bir takım sorular yöneltmektedirler. Kur'anın bu konudaki ilgili ayetlerini sıraladıktan sonra üzerine Allah adı anılması gerekli olan, veya üzerine Allah adı anılmadan kesilen hayvanların yenilmesi konusunda düşüncelerimizi paylaşmak istiyorum.

-----022.034 Ve her ümmet için, Allahın kendilerine merzuk kıldığı en'am behimesi üzerine ismini zikretsinler diye bir ma'bed yapmışızdır, imdi hepinizin tanrısı bir tek tanrıdır, onun için yalnız ona teslim olan müsliman olun ve müjdele o muti', mütevazı'ları
-----022.036 O gövdeli hayvanlar var ya, Biz onları da Allah için kesilen kurbanlıklar arasında kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır; bu yüzden ön ayaklarının biri bağlı olarak bir dizi halinde dururlarken üzerlerine Allah'ın adını anın (öyle boğazlayın). Yanları yere yaslandığı vakit de onlardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. O böylece onları sizin emrinize verdi ki, şükredesiniz.
-----022.037 Elbette onların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Ancak O'na sizin takvanız ulaşacaktır. Böylece onları sizin emrinize verdik ki, size yolunu gösterdiğinden dolayı, Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz. Görevlerini iyi yapan iyilik sevenleri müjdele!

Hacc s.34-35-36. ayetlerinde , Allah cc nin bizler için yaratmış olduğu hayvanlardan kendi adını anarak kesilmek üzere bizlere bir ibadet tarzı emrettiğini görmekteyiz. Burada vurgulanan önemli nokta o hayvanları keserken üzerlerine Allah'ın adının anılmasıdır. Allah'ın adının anılmasının emredilmesi tek ve hakiki ilah olan Allah cc ye oaln kulluk ahdinin gösterilmesi amaçlıdır. Bu ibadet tarzının zaman içine şirk katılarak uygulamasına devam edilmiş ve tevhidi boyutundan uzaklaşmış bir hale dönüşmüştür.   

-----6.136 Allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan Allah'a pay ayırıp zanlarınca, bu Allah'a, bu da ortaklarımıza (putlarımıza) dediler. Ortakları için ayrılan Allah'a ulaşmıyor, fakat Allah için ayrılan ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar?
-----006.138 Onlar saçma düşüncelerine göre dediler ki: «Bu (tanrılar için ayrılan) hayvanlarla ekinler haramdır. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da binilmesi yasaklanmış hayvanlardır.» Birtakım hayvanlar da vardır ki, (Allah böyle emrediyor diye) O'na iftira ederek üzerlerine Allah'ın adını anmazlar. Yapmakta oldukları iftiraları yüzünden Allah onları cezalandıracaktır.
----- 006.142 Hayvanlardan yük taşıyanı ve tüyünden döşek yapılanları yaratan O'dur. Allah'ın size verdiği rızıktan yeyin, şeytanın ardına düşmeyin; şüphesiz o sizin için apaçık bir düşmandır.
-----006.143 (Dişi ve erkek olarak) sekiz eş yarattı: Koyundan iki, keçiden iki... De ki: O, bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram etti? Eğer doğru iseniz bana ilimle söyleyin.
-----006.144 Deveden de iki, sığırdan da iki (yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah'ın size böyle vasiyet ettiğine şahit mi oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah'a karşı yalan uydurandan kim daha zalimdir! Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.
-----010.059 De ki: «Allah'ın size indirdiği rızkın bir kısmını haram, bir kısmını helal kıldığınızı görmüyor musunuz?» De ki: «Size Allah mı izin verdi, yoksa Allah'a karşı yalan mı uyduruyorsunuz?»
-----016.116 Diliniz yalana alışmış olduğu için, «şu haram, bu helaldir» demeyin, zira Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar ise, saadete şüphesiz erişemezler.
-----005.103 Allah, kulağı çentilen, salıverilen, erkek dişi ikizler doğuran, on defa yavrulamasından ötürü yük vurulmayan hayvanların adanmasını emretmemiştir; fakat inkar edenler Allah'a karşı yalan uydururlar ve çoğu da akletmezler.

Mealini vermiş olduğumuz ayetler çerçevesinde Allah'ın nimet olarak vermiş olduğu hayvanlardan kendi adının zikredilerek kesilmesi yoluyla emredilen ibadet tarzının nasıl şirke bulaştırıldığı görülmektedir.

Muhammed a.s ın elçi olarak gönderildiği zaman ibadet tarzı olarak kesilen hayvanların üzerlerine Allah c.c nin adı anılmamaktaydı. Kur'an'da bu şekilde kesilen hayvanların yenilmesinin haram olduğunu beyan eden ayetler indirilmiştir.

----- 6.118Allah'ın ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olan şeyden yiyin.
-----6.119 Size ne oluyor ki, Allah size darda kalmanızın dışında, haram olanları genişçe anlatmışken adının üzerine anıldığı şeyden yemiyorsunuz? Doğrusu çoğunluk, heva ve heveslerine uyarak, bilmeden sapıtıyorlar. Aşırı gidenleri en iyi bilen Rabbindir.
-----6.121 Üzerine Allah'ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin, bunu yapmak Allah'ın yolundan çıkmaktır. Doğrusu şeytanlar sizinle tartışmaları için dostlarına fısıldarlar, eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz müşrik olursunuz
-----6.145 De ki: «Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti ki pistir ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum; fakat darda kalan, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere bunlardan da yiyebilir.» Doğrusu Rabbin bağışlar ve merhamet eder.
-----16.115Allah size ancak leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkasının adına kesilenleri haram etmiştir. Darda kalan, aşırı gitmemek ve başkasının hakkına el uzatmamak şartiyle bunun dışındadır. Allah şüphesiz bağışlar, merhamet eder.
-----2.173 Şüphesiz size ölü hayvan etini, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası için kesilen hayvanı haram kılmıştır; fakat, darda kalana, başkasının payına el uzatmamak ve zaruret miktarını aşmamak üzere günah sayılmaz. Çünkü Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
-----5.003-4-5 Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesmemişseniz, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanları- dikili taşlar üzerine boğazlananlar ile fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı; bunlar fasıklıktır. Bugün, inkar edenler sizi dininizden etmekten umutlarını kesmişlerdir, onlardan korkmayın, Benden korkun. Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim. Açlıktan darda kalan, günaha kaymaksızın yiyebilir. Doğrusu Allah Bağışlayan'dır, merhametli olandır. Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar, de ki: Size temiz olanlar helal kılındı; Allah'ın size öğrettiği üzere alıştırıp yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan sakının, doğrusu Allah hesabı çabuk görür. Bugün, size temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir. İnanan hür ve iffetli kadınlar ve sizden önce kitap verilenlerin hür ve iffetli kadınları -zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helaldir. Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri boşa gider. O, ahirette de kaybedenlerdendir.

Yukarda vermiş olduğumuz ayetleri özetleyecek olursak; Allah cc kullarına kendisine olan kulluğunu hatırlamaları için yaratmış olduğu hayvanlardan onun adının üzerlerine anarak kesmelerini emretmiştir. Bu ibadet tarzı zaman içinde tevhidi boyuttan uzaklaşarak şirk karışmış bir halde devam ederek Allah'a yaklaşmak için ibadet ettikleri putlarının adını anarak kesilmeye başlanmıştır. Kur'an bu tür bir ibadet tarzının şirk olduğunu ve putların adı anılarak kesilen hayvanların etlerinin haram olduğunu beyan etmiş ve helal olanın Allah adı anılarak kesilen hayvanlar olduğunu beyan etmiştir. Burada önemli bir nokta vardır oda , kesim yapılan hayvanların ibadet kastı ile kesilmiş olmalarıdır.     

Şimdi gelelim günümüze, bir çok müslüman kardeşimiz market veya kasaptan almış oldukları etlerin üzerlerine Allah adı anılarak kesilip kesilmediği konusunda tereddüt ederek, bu etleri almamakta yada kendileri keserek bu etleri tüketmektedirler. İlgili ayetleri dikkatle okuyacak olursak kesilen hayvanların üzerlerine Allah cc  den başkasının adının anılarak kesilmesinin haram olduğu beyan edilmektedir. Ticari amaçlı olarak kesilmiş olan market veya kasaplarda satılan etlerin üzerlerine Allah adı anılması mecburiyeti olmayıp türkiye veya avrupadaki kardeşlerimiz bu etleri rahatlıkla yiyebilirler.    

Yalnız bugün türbelere götürülerek kesilen hayvanların üzerlerine Allah adı anılmış olsa dahi yenilmesi türbelerin şirk yuvası olmaları açısından yenilmesi tehlikelidir ve tavsiye edilmez. Mezbahalarda hayvan kesimi ile görevli olan kişilerin o hayvanları keserken bilerek veya unutarak hayvan'ın üzerine Allah adının anmaması o hayvanın etinin haram olmasını gerektirmez. Bazı kardeşlerimizin içlerinin rahat etmesi açısından söylemek gerekirse ,bu görüş imam şafii'ninde kabul ettiği bir görüştür.     

Ehli kitab'ın yemeğinin helal olduğu maide s. 5. ayetinde çok açık bir biçimde beyan edilmesine rağmen bu günkü ehli kitabın o günkü ehli kitab ile aynı olmadığı gibi yanlış bir düşünce içine girilerek o ayetlerin hükmü neshe uğramış gibi göz önüne alınmaması doğru bir düşünce değildir.  Bugün avrupa da kesim yapılan mezbahalarda eğer kesilen hayvanı önce öldürüp sonra kesmek sureti ile bir kesim eğer yapılırsa bu şekilde kesilen hayvanın eti haramdır , ama boğazı kesilerek ve o şekilde yapılan bir kesimle ölen hayvanın etinin yememek için herhangi bir sebeb yoktur.  

Burada bir noktanın altını çizmek istiyoruz ; Bazı kardeşlerimiz Enam s. 121. Ayetinde ki "Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin. Çünkü bu; bir fısktır. Doğrusu, şeytanlar sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarına telkinde bulunurlar. Şayet onlara itaat ederseniz; şüphesiz ki siz de müşrikler olursunuz." şeklindeki beyandan hareketle , kesilen hayvan üzerine Allah (c.c) nin adının anılmasının "Farz" olduğu , böyle bir işlem yapılmadan kesilen hayvanların etlerini "Haram" olduğu düşüncesi içindedirler. Bu düşünceye katılmadığımızı , 121. Ayet içindeki "Fısk" kelimesi ile ifade edilen noktanın Enam s. 145. Ayetinden anlaşılacağını belirtmek istiyoruz. 

 [006.145]  De ki: «Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir) . Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir.

145. Ayet içindeki "Allah'tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında," cümlesine dikkat edersek ,121. Ayet içindeki haramlığın ALLAH (C.C) NİN ADI ANILMAYANLAR DEĞİL , ALLAH (C.C) DEN BAŞKASININ ADININ ANILARAK KESİLMİŞ OLAN HAYVANLARIN HARAM OLDUĞUDUR. Her iki Ayet içinde geçen Fısk" kelimesi burada anahtar kelime konumumda olup 121. Ayetin tek başına okunarak yanlış bir anlamaya sebeb olmaması açısından gerekli bilgiyi vermektedir. 

Bu konuda hassasiyet gösteren kardeşlerimizin hassasiyetlerine saygı duymakla beraber , yanlış olan taraf böyle bir kesimin "Haram" olarak görülüp o etlerin yenilmesinin de haram olduğu görüşüdür. Haram -helal tesbitinin doğru bir şekilde yapılabilmesi, Kur'anın o konudaki Ayetlerini ve nuzül dönemi arka plan düşüncesinin bilinmesinin önemini daha da ortaya çıkarmaktadır.

Burada asıl dikkat edilmesi gereken nokta, kesen kişinin kimliği değil kesilen hayvanın üzerine Allah cc nin dışında birisinin adı anılarak misalen "......... adına" denilerek kesildiğinde haram olmasıdır. Ancak türbelerde kesilerek Allah adı anılsa bile kesilen hayvanın etinin yenilmesi sakıncalıdır. Kesen kişi müslüman olmasa dahi eğer keserken hiç bir şey demeden kesse dahi o hayvanın etinin yenilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.

                                 EN DOĞRUSUNU ALLAH CC BİLİR.